Cumhurbaşkanı Erdoğan 'En Büyük Arzusu'nu Açıkladı: Yarın Arkamızdan...
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe'de düzenlenen "Türkiye Yüzyılı'nın Emektarları Programı"nda açıklamalarda bulundu.
Diğer sayfamıza geçerek detayı okuyunuz
Konuşmasında, ''31 Mart Seçimleri emeklilerimizin ve sıkıntılarının ve beklentilerinin en fazla istismar edildiği bir dönem olmuştur'' diyen Erdoğan, muhalefetin bundan ''belli bir oranda netice de aldığını'' söyledi. Cumhurbaşkanı, ''emeklileri enflasyona ezdirmeme prensibine’’ bağlı olduklarını ifade etti.
Konuşmasında, ''31 Mart Seçimleri emeklilerimizin ve sıkıntılarının ve beklentilerinin en fazla istismar edildiği bir dönem olmuştur'' diyen Erdoğan, muhalefetin bundan ''belli bir oranda netice de aldığını'' söyledi. Cumhurbaşkanı, ''emeklileri enflasyona ezdirmeme prensibine’’ bağlı olduklarını ifade etti.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:
"Sizlerin şahsında tüm emeklilerimize Türkiye Yüzyılı'nın emektarlarına bir kez daha şükranlarımızı sunuyorum. Sizlere olan vefa borcumuzu göreve geldiğimiz günden itibaren yoğun ve samimi gayret içindeyiz. 2002 yılında emeklilerimizin sayısı 6,5 milyondu. Bugün 16,6 milyon emeklimiz var. Emeklilerimizi sosyal güvenlik sistemimiz için asla bir yük olarak görmedik, bugün de görmüyoruz. Kuşatıcı ve kolaylaştırıcı sosyal devlet anlayışıyla emeklilerimize dönük hizmet ve faaliyetlerimize bir yenisini ekledik.
Tasarruf Teşvik Fonu, Konut Edindirme Yardımı Fonu'nu ödeyerek bir mağduriyeti giderdik. 2012'de 1,8 milyon emekli vatandaşımızın aylıklarında artış sağlayan intibak düzenlemesini hayata geçirdik. Emekli olduktan sonra ticari faaliyet yürütenlerin aylıklarından kesilen uygulamayı tamamen kaldırdık.
Yıl boyunca yürüttüğümüz çalışmalarla emekli vatandaşlarımızın hayat kalitesini önemli ölçüde artırdık. Ekonomik, sosyal, kültürel haklardan daha geniş istifade edebilmelerini sağladık. Sağlık ve ulaşımda emekli vatandaşlarımıza pek çok alanda yeni destekler verdik, kolaylıklar sunduk. 22 yıldır yanımızda olan ülkesine ve milletine hizmet için saçlarını ağırtan emeklilerimizi bir vefa borcu olarak gördük bunu.
'EMEKLİLER DAHA İYİ YAŞAMAYA BAŞLADI'
Emekli vatandaşlarımızın sağlık ve ulaşım imkanlarından faydalanamadığı günler çok şükür geride kaldı. 22 yıllık iktidarlarımızda attığımız adımlarla emekli vatandaşlarımızın daha iyi yaşamaya başladığı ve geleceğe güvenle bakmalarını temin ettik. Emeklilerimiz için daha çok çalışmaya devam edeceğiz. Bundan sonra da emeklilerimizi desteklemeyi, onlarla birlikte güçlü bir şekilde yol yürümeyi sürdüreceğiz.
Tayyip Erdoğan olarak yarım asırdır siyaset sahnesinde olan ülkeme ve milletime siyaset yoluyla hizmet etmeye çalışan kardeşinizim. Bugüne kadar farklı görevlere geldik aziz milletimizin takdiriyle. Türkiye'nin hizmetindeyiz. Halkın teveccühünü kazanarak Hak'ın rızasına ulaşmanın çabasındayız. Gayemiz geride hayırla yâdedilecek eserler ve örnek bir siyasi miras bırakmaktır.
'YARIN ARKAMIZDAN....'
Bulunduğumuz makamlar bize mülk değil, tapulu malımız hiç değil. Bunların tamamı önce Allah'ın sonra da milletimizin bizlere emanetidir. Tüm görevler aynı zamanda imtihan vesilesidir. Biz de emanete hakkıyla sahip çıkmanın peşindeyiz. Yarın ruzi mahşerde Rabbimizin huzuruna alnımız ak, başımız dik, gönlümüz mutmain bir şekilde çıkmanın derdindeyiz. Kastımız milletimize olan minnet ve vefa borcumuzu ödemektir. 2002 yılında milletin umudu olan başladığımız bu yolculuğu hedeflerimize kamilen ulaşmış bir şekilde tamamlamaktır. Türkiye'yi her alanda müreffeh, muktedir, muteber ülke haline getirmektir.
Yarın arkamızdan bir Tayyip Erdoğan vardı, dürüst, ahlaklı, mert, vicdanlı, merhametli adamdı. Milletine ve memleketine çok sevdalı adamdı, Allah ondan razı olsun denilmesi en büyük arzumuz, duamızdır. Rabbimizden en samimi niyazımızdır.
'UMUT SÖMÜRÜSÜNE ASLA TEVESSÜL ETMEDİK'
Baki kalan bu kubbede bir hoş sada imiş meğer. Mevladan bunu murad ediyoruz. Ne yapıyorsak bunun için yapıyoruz. Milletimizin kalpten söyleyeceği güzel sözlere layık olabilmek için yapıyoruz. Siyaset yolculuğumuzda pusulamız hep şeffaflık ve dürüstlük oldu. Siyasetin limanı ahlaktır dedik. Üstlendiğimiz tüm görevlerde bu ilkenin ışığında hareket etmeye çalıştık. Seçim kazanmak, sandıkta birkaç oy fazla almak için tabiri caizse umut sömürüsüne asla tevessül etmedik
Meydanlarda ne söylediysek, milletten yetki alınca bunları yerine getirmeye gayret ettik. Biz sözünün eri bir iktidar olacağız, ahdine ve kavline sadık yönetim olacağız, şüphesiz zaman zaman irademizi aşan hususlar da oldu. Hiç hesap edilmedik olaylar, savaşlar, küresel krizler, Covid salgını ortaya çıktı. 6 Şubat'ta asrın felaketi deprem gibi nice zorluklarla karşılaştık. Milletimize verdiğimiz sözleri tutmaya çalıştık. Bunun en yakın şahidi iktidarımızın 22 yılına bizzat tanıklık eden siz emeklilerimizsiniz.
31 Mart seçimleri emeklilerimizin, sıkıntıların ve beklentilerin en fazla istismar edildiği dönem olmuştur. Muhalefet seçim propagandasını emeklilerimizi hükümete karşı kışkırtmak üzere kurgulamıştır. Uçuk vaatler üzerinden kelimenin tam anlamlarıyla vaat panayırı düzenlediler. Kim ne veriyorsa 5 fazlası mantığıyla Türk siyasetine popülizm hastalığını bulaştırdılar. Bundan ne yazık ki netice aldılar. Biz emeklilerimizle gönül diliyle konuştuk. Daima dürüst olduk. Vaat yarışına girmek yerine, muhalefetin bol keseden vaatlerinin hiç geçerli olmayacağını anlattık.
'KAYNAĞI KARANLIK PARALARLA...'
31 Mart akşamı sandıklar kapandı, muhalefetin emeklilere verdiği sözlerin neredeyse tamamı unutuldu. Bugün konsere harcadıkları para emeklilerden daha fazla. Reklam amaçlı göz boyama dışında hiçbir iş yapmadılar. Şimdi emeklilerimizle yan yana gelmek bile istemiyorlar. Bırakın sözlerini tutmayı SGK'ya olan prim borçları dahi ödemiyorlar. Bunu da matah bir şeymiş gibi övünerek anlatıyorlar. Kaynağı karanlık paralarla kule dikmeye gelince paraları var. Şişirilmiş konser faturaları üzerinden yandaşları zengin etmeye gelince bunların paraları var. Ama SGK'ya olan prim borçlarını ödemeye gelince 40 dereden 40 kova su getiriyorlar.
Biz devlet başkanı sıfatıyla devletin kurumuna olan borçlarını hatırlatınca beyefendiler rahatsız oluyorlar. Borcunuzu ödeyin demeyelim mi? Emeklinin, işçinin, esnafın, garip gurebanın hakkını savunmayalım mı? Biliyorsunuz son 2 yılda altın gibi değerli madenlerin fiyatları tarihinin en yüksek rakamlarına ulaştı. 2002 yılı Kasım'ında 320 dolar olan altının ons fiyatı 2002'de 1680 dolara şimdi ise 2650 dolara çıktı. Yani tüm dünyada altın fiyatları yalnızca son 2 yılda yaklaşık 2 kat arttı.
Altın fiyatlarında ani artışın Türkiye ekonomisiyle alakası yoktur. Dünyada en fazla ne yükseldiyse onun üzerinden hesaplama yapılmaz. Bunun adı siyaset değil kurnazlıktır, hainliktir. Bir diğer çarpıtma da asgari ücret ve en düşük emekli maaşıyla ilgilidir. Ülkeyi devraldığımızda en düşük emekli maaşı 66 liraydı, asgari ücret 184 liraydı. Bugün en düşük emekli maaşı 12 bin 500 lira, yani 37 dolar. Asgari ücretin dolar bazından karşılığı ise 590 dolar. Sayın Özel bu rakamları hiç ağzına almıyor.
'EMEKLİMİZİ ENFLASYONA EZDİRMEYECEĞİZ'
Ana muhalefet partisi genel başkanının fotoğrafın tamamını ortaya koymadan yaptığı her hesap çarpıtmadır, milleti açıkça kandırmaya çalışmaktır. Türkiye ve Türk demokrasisi böyle bir siyaset tarzını asla hak etmiyor. Siyasetin limanı ahlâktır, tutarlılıktır, dürüstlüktür. Siyasetçi ya göründüğü gibi olacak ya da olduğu gibi görünecek.
Seçim meydanlarında başka göreve gelince çok başka davrananlardan siyasetçi olmaz. Bunlardan ülkeye hayır da gelmez. Ülkemizin bu siyasetçi profilinden, umut sömürüsünden eninde sonunda ama mutlaka kurtulacağına inanıyorum.
Elbette her şey güllük gülistanlık demiyoruz. Emeklilerin yaşadığı sıkıntıların bir kardeşiniz olarak farkındayım. Fahiş fiyat artışlarının özellikle emeklilerimizi zorladığını çok iyi biliyorum. Toplumun tüm kesimleri gibi emeklilerimizi de enflasyona ezdirmeme prensibimize bağlıyız, bu vaadimizin sonuna kadar arkasındayız. İnşallah önümüzdeki süreci bu hassasiyetle sürdüreceğiz. Enflasyonda düşüş eğilimi inşallah bundan sonra hızlanarak sürecek."