Doktordu. Eşinin hamile olduğunu bilmiyordu Günleri hastanede geçiyordu. Eve yorgun argın dönüyordu her gün.
İki çocuğu ve karısı ile beraber mutlu bir hayatları vardı. Çocuklarını ve karısını çok seviyordu. Karısı da iyi bir insandı. Bu böyle giderken, mutlulukları yolundayken bir gün içlerine sıkıntı ateşi düşürecek bir şey oldu. Üç dört aylık hamileydi karısı. Hiç beklenmedik bu haber karşısında ikisi de şoke olmuştu. Çocuğun olmasını kesinlikle istemediler.. Hemen bir doktor buldular amaa hayatlarının başına yıkılacağından haberleri yoktu.. Bir anne baba bunu nasıl yapabilir ki nasıl... Olan ondan sonra oldu zaten.. Devamı İlk Y'orumda
Doktordu. Eşinin hamile olduğunu bilmiyordu Günleri hastanede geçiyordu. Eve yorgun argın dönüyordu her gün.
İki çocuğu ve karısı ile beraber mutlu bir hayatları vardı. Çocuklarını ve karısını çok seviyordu. Karısı da iyi bir insandı. Bu böyle giderken, mutlulukları yolundayken bir gün içlerine sıkıntı ateşi düşürecek bir şey oldu. Üç dört aylık hamileydi karısı. Hiç beklenmedik bu haber karşısında ikisi de şoke olmuştu. Çocuğun olmasını kesinlikle istemediler.. Hemen bir doktor buldular amaa hayatlarının başına yıkılacağından haberleri yoktu.. Bir anne baba bunu nasıl yapabilir ki nasıl... Olan ondan sonra oldu zaten.. Devamı İlk Y'orumda
Doktordu. Eşinin hamile olduğunu bilmiyordu Günleri hastanede geçiyordu. Eve yorgun argın dönüyordu her gün.
İki çocuğu ve karısı ile beraber mutlu bir hayatları vardı. Çocuklarını ve karısını çok seviyordu. Karısı da iyi bir insandı. Bu böyle giderken, mutlulukları yolundayken bir gün içlerine sıkıntı ateşi düşürecek bir şey oldu. Üç dört aylık hamileydi karısı. Hiç beklenmedik bu haber karşısında ikisi de şoke olmuştu. Çocuğun olmasını kesinlikle istemediler.. Hemen bir doktor buldular amaa hayatlarının başına yıkılacağından haberleri yoktu.. Bir anne baba bunu nasıl yapabilir ki nasıl... Olan ondan sonra oldu zaten..
Üsteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz.
Doktordu. Günleri hastanede geçiyordu. Eve yorgun argın dönüyordu her gün. İnsanlar doktorları rahat rahat hayat yaşayan kişiler olarak bilirler hep. Halbuki en stresli hayat belki de onların hayatıydı..
İki çocuğu ve karısı ile beraber mutlu bir hayatları vardı. Bütün gelirlerini ve giderlerini bu üç, bir de kendi dört kişiye göre planlamıştı. Böyle planlı yaşamazlarsa bir gün ekonomik sıkıntıçekebilirlerdi. Sevgi dolu bir kalbi vardı. Çocuklarını ve karısını çok seviyordu. Karısı da iyi bir insandı. Hele hele bu iyilik ve güzelliği çocuklarına aşılamaya çalışması, onu bir kuyumcu kadar hassas yapmıştı. Adeta işliyordu bir gergef gibi ruhlarını çocuklarının. Bu böyle giderken, mutlulukları yolundayken bir gün içlerine sıkıntı ateşi düşürecek bir şey oldu. Belki pek o kadar mühimsenecek bir şey değildi ama onlara göre ekonominin bu kadar enflasyonla basınç yaptığı bir devirde bu büyük bir konu idi. Üç dört aylık hamileydi karısı. Hiç beklenmedik bu haber karşısında ikisi de şoke olmuştu. Bütün planları, hayatlarının programı altüst olacaktı böylelikle. içlerindeki sıkıntı gün geçtikçe büyüyordu. Bu çocuğu istemiyorlardı. Doğmaması gerekti bu miniğin. Hayatlarını bunalıma sokacak bu misafirin evlerine ayak basmaması her şeyden daha iyi olacaktı..
Üsteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz.
Bir gece baş başa verdiler ve iyice konuyu derinlemesine konuştular aralarında. Ve karar verdiler onu aldırmaya. Çünkü güçleri yetmeyecekti onu yetiştirmeye..
Evet ertesi gün gidecekler ve bu işten iyi anlayan bir doktor arkadaşı tarafından üç dört aylık misafirin hayatına son vereceklerdi. Bir sürü bahaneler ve sebepleri bir bir sıraladılar gece boyu birbirlerine. Ve bu işin bitmesi gerektiğine karar verdiler sabaha doğru.
İçlerinde bir huzursuzluk olsa da; bu, hayatları boyunca çekecekleri huzursuzluktan daha büyük olamazdı.
Evet o sabah beraberce çocuklarını evde yalnız bırakarak doktora gittiler. Onları yalnız bırakmalarının sebebi ise, çok çabuk döneceklerini tahmin ettiklerindendi. Doktor arkadaşı onlara randevu vermişti ve bu işi çok çabuk bitirebileceğini, hiç sıra beklemeyeceklerini söylemişti.
Evde yalnız kalan çocukların büyük olanına iyice tembih etmişlerdi kavga falan yapmamaları için. Küçüğü zaten sözden anlayacak yaşta değildi. Her söylenene baş sallıyor veya sinirlenince 'olmaz' deyip, geçiyordu. Aklı ermiyordu bazı şeylere..
Onlar gittiklerinde çocuklar güzel güzel oynamaya başladılar. Gün ışığı perdeleri açık olan pencereden içeriye sızıyor ve halıların üstünde aydınlık motifler oluşturuyordu. Ama bu motifler gün boyu sürecek miydi? Bu aydınlık bütün günü kaplayacak mıydı?
Evet onlar muayenehaneye ulaştıklarında iki kardeş de iyice oyuna dalmışlardı. Hele hele bir de bu oyun büyüğün, babasının ameliyat aletlerini bulmasıyla hareketlenince daha da sevinmişlerdi. Günlerdir yalnız kalmayı özlüyordu zaten çocuk. Küçüğüyle beraber doktorculuk oynamayı, onu ameliyat etmeyi aklına koymuştu nice zaman önce. Ama bir fırsatını bulamamıştı. İşte bugün eline böyle bir fırsat geçmişti. Anne ve babaları dönmeden bu fırsatı değerlendirmeli ve ameliyatı bitirmeliydi. Hatta dikişi bile televizyonlarda gördüğü gibi tamamlamalıydı.Ama onun alnından terleri kim silecekti? Hiç hemşiresi yoktu bu işi yapacak. Olsun; kardeşi bu işi yapardı. Ara sıra alnındaki terleri o silebilirdi. Zaten bu bir oyun değil miydi?
Cerrahi oyunu başlamıştı. Kardeşini ameliyat olması gerektiğine iyice ikna etti ağabey. Sonra eline neşteri aldı. Bir sürü pamuk, tentürdiyot gibi malzemeleri de yanıbaşına koymuştu. Sargı bezi, merhemler hepsi vardı işte kutuda.
Dikiş için ip ve iğne bulması gerekiyordu. Bunun için annesinin perdeye geçen gün iliştirdiği ipi takılmış iğneyi aldı ve onu da malzemelerin yanına koydu. Onlar bu işle meşgul iken anne ve baba muayenehanede çocuğu aldırmakla meşguldüler.
Üsteki Resimden Diğer Sayfaya Geçiş Yaparak Haberin Devamını Okuyabilirsiniz.
Onlar bu işle meşgul iken anne ve baba muayenehanede çocuğu aldırmakla meşguldüler. Çocuk ilk bıçağı kardeşine vurduğu anda, doktor da ilk bıçağı vurmuştu cenine. Sanki aynı anda devam ediyordu ameliyat işi. Bir fark vardı aralarında. Biri biraz sonra iyileşecek umuduyla kalbi atan bir miniğin yaptığı ameliyattı. Diğeri bir daha hayata uyanamayacak ceninin karamsar tablosuydu. Fakat her ikisi de bir feryat odağında toplanıyordu bu işin.
Çocuk bıçağı kardeşinin şah damarında gezdirdi. Ve birkaç darbe de oralara vurdu.'Buralarda mikrop olabilir' diyordu durmadan. Biraz sonra kardeşinin bütün vücudu kanrevan olmuştu. Yattığı yer kıpkırmızı bir renge boyanmıştı. Diğer tarafta kürtaj masasındaki annesinin içindeki istenmeyen bebek de ölümün kollarına ulaşmıştı. İki ölüm bir anda oldu. İki can bir anda çıktı. Ama bunu kimse bilmiyordu. Çocuk çok korktu kardeşinin durumundan. Onun çırpına çırpına can vermesi onu oldukça ürkütmüştü. Ama küçük olduğu için ölümün ne olduğunu bilmiyordu. Uyusun diye üzerine beyaz bir çarşaf örttü sonra da. Tıpkı televizyonlarda olduğu gibi.
Anne ve baba eve dönmeye hazırlanırken çocuk da yaptığı hatayı biraz hissettiği için evden kaçıp saklanmayı kafasına koymuştu. Saklanmak için en emin yer evlerinin önüne devamlı park eden kamyonun altıydı. Orada kimse onu bulamazdı. Çünkü oldukça sakin bir yerdi bu kamyonun altı. Ara sıra burada arkadaşlarıyla saklanırlar ve ellerine geçirdikleri bir kediyle saatlerce oynarlardı. Bunu hatırladı çocuk ve doğrudan doğruya kamyonun altına girdi ve tekere sırtını yaslayıp öylece minik kalbiyle suçunu düşünmeye başladı. Anne baba yola çıkmış evlerine doğru ilerliyorlardı. Bu sırada kamyon sahibi de bir yere yük almak için evinden çıktı. Her şeyden habersiz olarak kamyona doğru yürüdü ve bindi. Kontak anahtarını çevirdi. Anne baba semtlerine yaklaşmışlardı; ama kamyon harekete geçmişti. Onlar daha eve ulaşamadan ağabey kardeşine ulaşmıştı. Evet kamyon bu küçük bedeni bir teker dönüşüyle ezip geçmişti.
Bir şeyi ezdiğini fark eden şoför aşağıya indi ve bir de ne görsün; karşı evin çocuğu kamyonun altındaydı. Büyük bir şok geçirdi adam. Büyük birkalabalık toplanmıştı evin önünde. Bugün iki can gitmişti ve bir üçüncüsü de daha doğmadan göklere uçuvermişti biraz evvel...
Anne ve baba evlerinin önündeki bu kalabalıktan kuşkulanmışlardı. Olay yerinde başlarına geleni anlayınca anne düşüp bayıldı. Onu hastaneye götürdüler. Baba büyük bir telaş içinde eve koştu. Ve küçüğü bağrına basıp öpüp koklamak istiyordu. Bir evladını kaybeden babanın içinde diğerine odaklanan sevgiyi bu derdi çekenler, bu acıyı tadanlar çok iyi bilirler. Ama eve girdiğinde fersiz gözleri bir noktaya dikilmiş çocuğu görünce babanın bütün hayatı sönmüştü. Bütün dünyası yıkılmıştı. Evin içindeki, dıştan akseden ışık bile artık halılara aydınlık motifler örmüyordu. Her şey karanlıktı artık. Her şey zifiri bir renge bürünmüştü. Evet bir cana bedel iki çocuğunu da almıştı işte Allah. Bu bir ikazdı; ama çok pahalı bir ikaz olmuştu onlar için. Değer miydi Allah'ın verdiği cana kıymaya.. Şimdi bütün çocuklar gitmişti.. Belki Allah bir daha asla çocuk vermeyecekti.. Lütfen bunu paylaşalım.. Paylaşalım ki Allah'ın verdiği cana kimse kıymaya kalkmasın..
This website requests your consent to use your personal data to
PurposesSelect All
+
Marketing
Cookies that track user behavior for personalized ads and ad performance. (3 vendors)
+
Uncategorized
Cookies that have not yet been classified and may serve various functions. (1 vendors)
+
Allow the sale, sharing or use of my personal information
We will not sell or share your personal information with third parties for targeted advertising on this device if you choose to disable this toggle.
Special Features
We use cookies and other tracking technologies to give you a better browsing experience on our website. By clicking 'Accept All' you agree to our use of cookies and similar methods to recognize visitors and remember their preferences, for analytics, to measure our marketing effectiveness and to target and measure the effectiveness of ads, among other things. This includes 0 third-party vendors storing and accessing information such as cookies, unique identifiers, and other data on your device, and processing personal data, Information on third parties' purposes, stacks, and features is provided, and you can choose between service-specific or group-specific consent. You have the right to withdraw consent anytime by clicking on Manage Preferences in our website footer and object to data processing based on legitimate interest. For more details, please refer to our privacy policy.