Temelden İnciler
Gülmekten g-eberdim…)Temel, arabası ile işine gidiyormuş. Yolda bir delikanlının otostop yaptığını gören Temel, onu arabasına almış. Delikanlıyı pek gözü tutmayan Temel’in aklı fikri cüzdanındaymış. Ceplerini arayan Temel, cüzdanı bulamayınca,
Gülmekten g-eberdim…)Temel, arabası ile işine gidiyormuş. Yolda bir delikanlının otostop yaptığını gören Temel, onu arabasına almış. Delikanlıyı pek gözü tutmayan Temel’in aklı fikri cüzdanındaymış.
Ceplerini arayan Temel, cüzdanı bulamayınca, hemen frene basıp arabadan aşağı inmiş ve delikanlıya bağırmış:
– İn ula aşağı!..
Delikanlı k-orku dolu gözlerle arabadan inmiş.
Temel delikanlının yakasına yapışmış:
– Ver ula cüzdanı!..
devamı için görsellere tıklayınız
Delikanlı titreyen elleriyle cüzdanı uzatmış. Cüzdanı alan Temel yine bağırmış:
– Hadi, d-efol bakalım şimdi!..
Delikanlı tabana kuvvet kaçmış.
Arabasına binip yola devam eden Temel, cep telefonundan karısı Fadime’yi aramış; başına gelenleri anlatmış.Fadime başlamış kahkahalarla gülmeye.
Temel kızmış:– Ula Fadime, ben soyuldum diyorum, sen gülüyorsun. Söyle bakayım bana; niye gülüyorsun?
Fadime gülmeye devam ederek cevap vermiş:
– Ula Temel’im, cüzdanını evde unutmuşsun, ben ona gülüyorum da!..
diğer fıkralar için tıklyınız
Bir gece delilerden biri arkadaşına der ki:
- Felâket, bu gece dışarı çıkamayacağız dostum.
Öbürü hayretle:
- Niye, yoksa anahtarları mı kaybettin?
- Hayır, kapıcı bu akşam kapıyı kilitlemeyi unutmuş.
- Düşündüğün şeye bak, bu gece de duvardan atlayıp gideriz.
fıkraoku.com ekledi, 431 kez okundu...
Delinin Halinden Deli Anlar
Köyün delisi minareye çıkmış, aşağıya atlayacakmış. Bunu gören köy halkı köyün delisini ikna etmeye çalışmış. Sana ev alırız, araba alırız diye kandırmaya çalışmışlar olmamış. Bir türlü aşağı inmesi için ikna edememiş kimse.
Bakmışlar bu böyle olmayacak, delinin halinden deli anlar deyip komşu köyün delisini getirmeye karar vermişler.
Komşu köyün delisi elinde kocaman bir bıçakla gelmiş.
Komşu köyün delisi tekrar bağırmış:
─ Ulan beş dakikaya indin indin, inmedin keserim minareyi.
Bunu duyan minaredeki deli korkarak şöyle demiş:
─ Tamam ula indim, sakın kesme. Minareyi kesersen aşağıya düşerim
İki deli akıl hastanesinden kaçmaya karar vermişler. Biri ötekine:
- Git bak bakalım, dikenli teller yüksek mi alçak mı? Eğer yüksekse altından geçeriz, alçaksa üstünden atlarız, demiş.
Diğer deli gitmiş, bir süre sonra geri gelmiş ve şöyle demiş:
Ne yazık ki buradan kaçamayacağız; çünkü hiç dikenli tel yok!
Bir gün deliler hastanesinin bahçesine içi boş bir havuz getirilir ve delillere "Haydi havuza atlayıp yüzün" der doktor. Hepsi boş havuzun içinde çırpınıp sağa sola gider. Biri bakar onlara havuza girmez ve doktorun dikkatini çeker doktor sorar
- Niye sen girmiyorsun havuza? der. Deli;
- Hocam ben yüzme bilmiyorum, boğulurum
Hastane bahçesinde iki deli oturuyormuş, birisi aniden ayağa kalkmış ve yürüyerek uzaklaşmaya başlamış. Oturan deli sormuş:
- Nereye gidiyorsun?
- Seni aramaya...
- Çabuk gel, geç kalma ben seni burada bekliyorum!
Taştan Top
Bir gün doktor delileri test etmek amacıyla futbol sahasına götürür. Sahada kalesinin tam önünde taştan yuvarlak bir top vardır. Doktor
- Kim bu topa vurup gol atarsa ona madalya vereceğim, der.
Tüm deliler topa vurur ama ayakları acır. Bir tanesi vurmaz ve doktorun dikkatini çeker, ona sorar;
- Sen neden vurmuyorsun, yoksa madalya istemiyor musun? Deli:
- Hayır hocam, ben bekliyorum onlar oynasın sonra siz orta açın ben kafa atıcam.
Adamın biri kendini fare zannettiği için akıl hastanesine düşmüş. Tedavisi bittikten sonra doktor sormuş.
- Şimdi sen bir fare misin yoksa insan mı? Deli;
- Fare olur mu doktor bey ben bir insanım. Doktor;
- O zaman artık gidebilirsin, iyileştin artık. Deli kapıdan çıkmış ve "İmdaaaaaat!" diye bağırarak tekrar içeri girmiş doktor "Ne oldu?" demiş. Deli;
- Bir kedi gördüm de ondan korktum. Doktor;
- Sen hani artık kendini bir fare zannetmiyordun...
Deli;
- Ben fare olmadığımı biliyorum da kedi nerden bilsin..
Delinin biri tımarhanenin bahçesinde yürürken bakmış başka bir deli ağacın altında oturmuş kahkahalar atıyor.
Hemen yanına koşmuş ve sormuş;
- Hey dostum! sen niye gülüyorsun öyle?
Diğer deli;
- Hiiç, ben hep kendi kendime fıkra anlatırım ama bu seferkini hiç duymamıştım.
adamın biri acıyla koşa koşa doktora gelir:
- Doktor! Yardım edin. Yardım edin doktor... Arı soktu!
- Merak etmeyin, ona iyi gelecek bir kremimiz var.
- Ama onu bulamam. Koca parkın kim bilir neresindedir?
- Yoook, anlamadınız. Arıya değil, onun soktuğu yere süreceğim kremi!
- Oh! Parkta çınar ağacının dibinde oturuyordum. Çok krem gider oraya!
- Ammaaann!! Salak mısınız siz? Vücudunuzun neresini soktu onu söyleyin!
- Parmağımı soktu, parmağımı!
- Hangisi?
- Ne bileyim ben? Bir yığın arı vardı parkta... Hepsi de birbirine o kadar çok benziyordu ki!
Psikoloğa giden bir adam derdini anlatıyordu.
- Geceleri uyuyamıyorum, sürekli yatağın altında biri varmış gibi geliyor. Yatağın altına girip orada uyumayı deniyorum. Bu defa da yatağın üstünde biri varmış gibi geliyor.
Adamı dikkatle dinleyen psikolog şöyle demiş:
- Hallederiz bu saplantıyı, bana haftada iki kere geleceksiniz. 6 aylık bir tedavi süreciyle sizi iyileştireceğimi umuyorum.
Adam sormuş:
- Vizitelere ne kadar ödeyeceğim?
- Her vizite 400 TL. Bu hesaba göre 6 ayda 2400 TL ödeyeceksiniz.
Adam gitmiş, o gidiş.
Psikolog, birkaç ay sonra adama sokakta rastlamış ve sormuş;
- Hastalığınız ne oldu?
- 10 TL'ye hallettim...
- Nasıl hallettiniz?
- Sizinle görüştükten sonra ilerideki kahveye uğradım. Çayımı içerken, kahveciye hastalığımı anlattım. "Karyolanın bacaklarını kes" dedi. Kestim, sorun kalmadı.