“Cehalet mutluluktur.” sözü…
Sokrates’e atfedilir.
Bazı kaynaklarda ise Descartes’a.
Ama elde doğrulayan bir belge yok.
Dostoyevski;
“Yemin ederim fazla bilinçli olmak bir hastalıktır. Gerçek, tam bir hastalıktır. Sıradan bir bilinç, insanın yaşamı için fazlasıyla yeterlidir.” der.
Yüzlerce yıldır tartışılan bir konu.
Bunları söyleyenler…
Söylediği iddia edilen kişiler…
Hepsi çok önemli filozoflardır, yazarlardır.
Sakın cehaleti savunduklarını düşünmeyin.
Tepkilerini göstermişlerdir.
İroni yapmışlardır.
Türk Dil Kurumu “ironi” sözcüğünün anlamını şöyle açıklar:
“Söylenen sözün tersini kastederek kişiyle veya olayla alay etme.”
Durum budur.
Gerçekle yalan çok farklıdır.
Ama bu ikisi birbirine karışırsa…
Bir de popülist politikacıların…
Fırsat verilmişlerin eline düşerse…
Aradaki makas kapanır.
Hele gerçeği araştırma aşkı yok olmuşsa…
Her şey sosyal medyadan öğreniliyorsa(!)
Topluma maliyeti çok yükselir.
Ne yazık ki bugün gelinen nokta bu.
“Kötü para iyi parayı kovar.” denir.
“Yalan bilgi” de “doğru bilgiyi”…
Elbette gerçek eninde sonunda ortaya çıkar.
Ancak yalanlar bu süreçte çok zarar verir.
Bunları neden yazdım.
Son günlerde yaşananlar…
İsrail Suriye’yi işgal ediyor.
ABD Şam’a da çöreklendi.
Komşularımız terör örgütü PKK, HTŞ.
Tehdit adım adım ülkemize yaklaşıyor.
Her şey bir plan dahilinde ilerliyor.
Türkiye ciddi tehlikelerle karşı karşıya.
Ama bazıları pek mutlu, sevinç çığlığı atıyor.
İnsan sormadan edemiyor:
Bu mutluluk cehaletten mi?
Yoksa…
Bazıları şaşkınlığından.
Süreci iyi analiz edememesinden.
Yakın tarihe bakın.
Belki kötü niyetli değillerdi.
Ama hep yanlış ata oynadılar.
1.Körfez Savaşı.
2003 Irak’ın işgali…
ABD’nin yanında saf tuttular.
Bir milyon Iraklıyı ABD öldürdü.
Onlar Saddam düşmanlığına kapıldılar.
FETÖ dönemi.
Onlarla iyi geçindiler.
Ergenekon, Balyoz kumpasları…
Yalan propagandaya kandılar.
FETÖ’nün kayığına bindiler.
Bunların çoğu sonradan pişman oldu.
Ama şimdi yine yanlışın içindeler.
Bir de sinsi kanat var.
Amerikancılar, FETÖ’cüler…
15 Temmuz sonrası sindiler.
Ama sürekli fırsat kolluyorlar.
Hükümet ABD’ye yanaşınca ortaya çıkıyorlar.
Uzaklaşınca geri çekiliyorlar.
Şimdi Suriye’yi değerlendiriyorlar.
İktidarın zaaflarını kullanıyorlar.
Bunlar ne saf ne cahil.
ABD çıkarları için eğitimliler.
İşin nereye gideceğini görüyorlar.
Bu nedenle yanlışı destekliyorlar.
Türkiye sıkıntı yaşarmış…
Güvenliği tehlikeye girermiş…
Bölünme riski artarmış…
Umurlarında değil.
Tek dertleri ABD’nin kazanması.
BM Genel Sekreterinin Suriye Özel Temsilcisi Geir O. Pedersen.
Şam'a gitti.
Yeni yönetimle masaya oturdu.
Onları öve öve bitiremedi.
Peki BM’nin 2015’te verdiği karar…
“HTŞ terör örgütü” dememiş miydi?
Ne oldu da terör örgütü birdenbire değişti.
Suriye’nin kurtarıcısı oldu.
BM kendi kararlarını ihlal ediyor.
BM’nin profesyonel yöneticileri…
Gazze için kılını kıpırdatmamışlardı.
Suriye’de maskeyi indirdiler.
ABDİsrail’e cesaret verdiler.
Yakında Gazze ve Lübnan’da olacakları görürüz.